27 Ağustos 2007 Pazartesi

Şükrü Erbaş- Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun

KOCAMAN BİR ÇOCUĞU ÖPÜYORSUN

Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
Herkesin perde perde çekildiği bir akşam
Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun

Ağzında eriklerin aceleci tadı

Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası

Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.

Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor

Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı

Bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen

Uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun.

Uzak dağ köylerine vuran ay ışığı

Kerpiçlerden saraylar kuruyor yoksulluğa
Ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr
Sen bende gittikçe kararan bir halkı öpüyorsun.


Sakarya Caddesi'nde sarhoşlar

Rakıyla buğulanmış kaldırımlarına gecenin
Yüksek sesle bir şeyler çiziyorlar.
Yalnızlık her koşulda bir sığınak bulur, diyorum
Uzanıp dudağımdaki titremeyi öpüyorsun.
Örseler acıyla düştüğü yeri

Susarak büyüyen adamların sevgisi.
Ağzında pas tadıyla bir inceliği söylemek
Bir gülünç içtenliktir, gecikmiş ve ezik

Sen bende yanlış bir ömrün tortusunu öpüyorsun.

İnsanın zamana karşı biricik şansıdır aşk
Onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.
Sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun
Herkesin simsiyah kesildiği bir akşam

Yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun.


Sen bende, gözlerinin anne ışığıyla

Bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun.

Hiç yorum yok: